- Bir iş için yazdığım bu yazı dedim ki neden bloğumda değil. Hala yazarak kazanıyorum, hala yazmayı çok seviyorum. Belki aktif değilim ama kelimelerim benimle birlikte yol almaya devam ediyor.
Kalabalık bir masada sevdiklerimizle yediğimiz yemek sonrası içilen kahveler, yan yana çekilen selfieler, kocaman sarılmalarla geçen günlere kısa bir ara verip evlere kapanacağımız söylenseydi sizce ne yapardık? Asla inanmaz, güler ve hayatımıza devam ederdik.
Öyle olmadı…
17 Kasım 2017’de bizden çok uzak bir noktada ilk COVİD-19 vakası tespit edildi.
Dünya haritasında zamanla her yer COVİD-19 vakaları ile doldu. Bir korku
filminin ilk sahnesi gibi maskelerle gezmeye, evden çıkmamaya, teması azaltıp
evden dünyayı izlemeye başladık.
11 Mart
2020’de Dünya Sağlık Örgütü küresel bir Pandemi ilan etti. Geçer sandık, birkaç
ay sonra her şey eskisi gibi olur diye düşündük ama olmadı. Aksine yeni
kavramlar ve yeni bir yaşam tarzı ile tanıştık. Tüm alışkanlıklarımızda
değişimler meydana geldi.
Yeni
Normal
Ekonomi
analisti Katie Jones, hayatlarımızın salgından sonraki ve salgından önceki
hayat olarak ikiye ayrılacağını ve iki hayat arasında önemli ölçüde fark olacağını
belirtiyor. Türkiye’de 1,2 milyonluk kayıtlı üyeye sahip, izinli veri tabanı
bulunan DORinsight Online Araştırma Şirketi tarafından yapılan “Salgından Sonra
Değişen Tüketici Davranışları” araştırması, Koronavirüs krizinin Türkiye’de
bulunan tüketicilerin satın alma davranışlarını nasıl etkilediğine dair önemli
sonuçlar tespit etmiştir. 15 – 20 Nisan 2020 tarihleri arasında online olarak
gerçekleştirilen araştırmaya, 18 yaş üstü 5.007 kişi katılmıştır. Araştırma sonuçlarına
göre katılımcıların %88’i Koronavirüs salgını nedeniyle satın alma
önceliklerinin değiştiğini, %72’si tatil, gayrimenkul ve araba gibi büyük bir
satın alma yapmayacağını, %63’ü yazın tatile çıkmayı düşünmediğini, %86’sı
sosyal medya kullanımının arttığını belirtmiştir.
Maya ile
#EvdeKal
Küresel
hizmet veren diğer bir pazar araştırması ve danışmanlık şirketi olan Ipsos’un
18 yaş üstü 1000 kişiye uyguladığı, COVİD-19 virüsünün tüketici davranışlarına
etkisini ölçen raporuna göre; Türkiye’de salgın açıklandıktan sonraki ilk hafta
olan 13 - 16 Mart 2020 tarihlerinde kolonya, sirke ve makarnaya talep artarken,
üçüncü hafta (25 - 31 Mart 2020) en çok
talep gören ürün turşu
olmuştur. Tüketicilerin turşu
tüketiminde %129’luk bir artış kaydedilmiştir. Turşuya yönelik tüketim
davranışının gerçekleşmesinde turşunun bağışıklık sitemini güçlendirmesi ile
ilgili haberlerin etkili olduğu düşünülüyor.
Diş fırçalarında %128, dondurmada %113, meyve sularında %104, hazır yemeklerde %91, soslarda %81’lik artış görüldüğü belirtilmiştir. Koronavirüs salgınına karşı tüketim açısından ilk artışlar kolonya, sirke, makarna, bakliyat gibi ürünlerde olmasına rağmen sonraki haftalarda bu ürünlere ilgi azalmıştır. Ancak bu süreçte talebi azalmadan sürekli artarak büyüyen ürün maya olarak kaydedilmiştir.
Maya talebinin artışına neden olarak #EvdeKal sloganlarını hayata geçirirken evde olmayı eğlenceli bir hale dönüştürmek diyebiliriz. Mart ayında evde ekmek yapmayı öğreten videolarla ilgili arama sayısı 3.000.000’un üzerinde olması da bu bağlantıyı gözler önüne sermektedir.
Temassız
Teslimat Kazandı
COVİD-19 ile
beraber markalarda da birtakım değişimler meydana geldi. E-ticaret sektörü 2020
yılı itibarıyla %85 oranında büyüdü. Tüketicilerin evde kalıp online alışverişi
daha sık tercih ettiği bir dönemde markalarda yeni normale hızlı bir şekilde
uyum sağlayıp, tüketicilere “evde” ulaşmayı hedefledi.
Birçok online alışveriş sitesi bu süreçte “temassız teslimat” adı altında bir
yöntem geliştirdi. Böylece tüketiciler kurye ile yüz yüze gelmeden, temas etmeden kapıya asılan siparişlerini alabildiler. Bu süreçte özellikle Getir markası en çok tercih edilen uygulamalardan biri oldu. Getir’in kurucusu Nazım Salur, ilk vakanın açıklanmasından bu yana uygulamanın indirilme oranının %60 arttığını belirtiyor. Aktif kullanıcı sayılarının 2 milyona ulaştığını, normalde 18 - 45 yaş olan kullanıcı yaşının da 65 hatta 70’e kadar çıktığını belirten Salur, tüketicilerin değişen alışkanlıklarını çok güzel özetliyor: “Temel gıda kategorisi salgın öncesi döneme göre yüzde 165 büyüme gösterdi. Meyve sebze satışları yüzde 75’e yakın büyüdü. Kişisel bakım ve ev bakım kategorisinde yüzde 60’ın üzerinde büyüme yaşadık.”
Tesla’nın
temassız araç teslimatı da bu döneme damgası vuran işlerden biri olmuştur. Çin’deki
satışlarını arttırmak için Alibaba’nın Tmall online mağazasıyla iş birliği
kuran Tesla, otomotiv sektörünün küçüldüğü süreçte Aralık 2019 - Mart 2020
arasında satışlarını iki katına çıkardı.
Yemeksepeti
ve Banabi platformları da kısa sürede “yeni normale” uyum sağlayarak tüketicilere
temassız teslimat seçeneği sundu. Evden verilen siparişler artınca başta kargo
şirketleri, eve teslimat yapan birçok marka temassız teslimat dönemine hızlı
bir geçiş yaptı.
Yeni
Vazgeçilmezler: Kolonya ve Dezenfektan
Virüsün yayılmasına karşı aldığımız önlemlerin ilk sıralarında kolonya ve dezenfektan yer alıyor. Tüketicilerin bu ürünlere karşı gösterdiği ilgiyi Eyüp Sabri Tuncer Kozmetik Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Engin Tuncer şu şekilde açıklıyor: “Mağazalarımızdan kolonya satışına talep 5 kat, internetten satışlara da 7 kat arttı.”
İstanbul
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği'nin (İKMİB) açıklamasına
göre, özellikle dezenfektan ve kolonya ihracatı rekor artış gösterdi. Yılın ilk
4 ayında dezenfektan ihracatı 2019'un aynı dönemine göre 10 karttan fazla
artışla 8,6 milyon dolardan 90 milyon dolara yükseldi. Söz konusu dönemde
kolonya ihracatı ise 2,7 milyon dolardan 7,5 milyon ulaştı.
Sosyal
Fayda ile Adını Duyuranlar
Pandemi ile
birlikte markalar da sosyal fayda sağlayarak konuşulmasını artırmayı hedefledi.
Bilinirliğin artması ile yükselecek farkındalık, markanın müşterileri ile
duygusal bağ kurmasını kolaylaştır. Böylece markalar müşterilerine daha kolay bir
şekilde ulaşıp, ürünlerinin satışını gerçekleştirebilir. Bu dönemde tüm
markalar tüketicilerin yanında olup “Ben de seninleyim, yanındayım.” mesajını
vermek için tüm sosyal platformlarda yerini almaya çalıştı.
Sağlık
Bakanlığı'na 1 milyon TL bağışta bulunan Yemeksepeti'nin CEO'su Nevzat Aydın,
kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşım ile yüksek etkileşim alarak
kullanıcıların beğenisi kazandı. Markaların böyle önemli bir zamanda ardı
ardına yaptığı paylaşımlar tüketici ile bağ kurması açısından yeni bir bakış
açısı kazandırdı. Pandemi döneminde yapılan bazı kampanyaları örnek verecek
olursak şu şekilde sıralayabiliriz:
· Penti’nin #HepBenimle olan motto ve
marka vaadini, Pandemi ile mücadele kapsamında #HepBirlikte olarak yenilemesi,
· Unilever Türkiye’nin Sağlık
Bakanlığı’na 230 ton Domestos bağışında bulunması,
· Arçelik’in sağlık çalışanları için
“Sağlık Personeli Destek Hareketi” adı altında başlangıçta 170 hastaneye beyaz
eşya ve küçük ev aleti bağışlayacağını açıklaması,
· Sahibinden.com, yaptığı duyuru ile
Koronavirüs ile mücadeleye 2 milyon TL’lik bağışta bulunması,
· Vodafone’un müşterilerinin akıllı
cihazlarında operatör adı olarak belirli bir süre “Vodafone TR” ibaresi yerine
“#EvdeKal TR” hashtag’i yer alması,
· Turkcell’in COVID-19 kullanıcılarının
evde kalmalarını desteklemek için şebeke adını “#EvdeHayatVar" olarak
değiştirmesi,
· Hayat Kimya’nın tüm Türkiye'de
Koronavirüs salgınıyla mücadele eden karantina hastanelerin hijyen ve temizlik
ihtiyacını desteklemek için 5 tır Bingo Oxyjen çamaşır suyu, 5 tır Papia,
Familia, Focus tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu, peçete, kutu ve cep mendilleri
bağışlaması,
· Nutricia’nın sağlık personelimizin
kullanması için hastanelere toplam 1 milyon TL değerinde koruyucu tıbbi malzeme
bağışlaması,
· Metro Türkiye’nin Kanserli Çocuklara
Umut Vakfı’nın (KAÇUV) koruyucu maske ihtiyacını karşılamak için 3 bin adet
maske bağışlaması,
· Realme ve Oppo’nun #EvdeKal çağrısına
uyan 65 yaş üzeri vatandaşlara, çocukları ve torunlarıyla sorunsuzca görüşmeye
devam edebilmeleri amacıyla, telefon markaları ne olursa olsun WhatsApp
uygulamasının kullanımı ile ilgili bilgi ve eğitim desteği vermesi.
Pandemi’nin
Şanssızları
Pandemi’nin
hayatımızda çok şeyi değiştirdiği açık bir biçimde görülüyor. Markalar daha
fazla sosyal farkındalık çalışmaları ile adından söz ettirirken bir yandan da
büyük bir dijital dönüşümün içerisinde yerini aldı. Tüketiciyi evinde ve teması
en az bir biçime ulaşmayı hedefliyor. Bu dönemde satışlarını artırmak isteyen
şirketlerin, yatırımlarında mobil uygulamalara veya sitelere yoğunlaştığı
görülmektedir.
Koronavirüs’ün hepimizi evlerimize hapsettiği bir dönemde birçok sektör olumlu etkilendiği gibi bazı sektörlerde can çekişir hale geldi. Moda sektörü de altın çağını çoktan geride bırakarak eski günlerini özlüyor. Birbirinden ihtişamlı markalı giysilerin yerini eşofmanların aldığı bir dönemde tüketicilerin de harcama alışkanlıkları değişti. Sonuçta evde Michael Kors çanta ile dolaşıp, Gucci kıyafetlerle zoom toplantılarına gitmiyoruz. Bu dönemde Victoria Beckham çalışanlarını ücretsiz izne çıkardı. Büyük zarara uğrayan Gucci, açığını kapatabilmek için ürünlerine yüzde 10 zam yaptı. Michael Kors yılda iki kez koleksiyon hazırlayacağını duyurdu. Diane von Fürstenberg, DVF markasını küçültme kararı aldı ve çalışanlarının yüzde 75’ini işten çıkardı. Guess yüzde 51,5 düşüşe geçerek 157.7 milyon dolar zarar etti. Marc Jacobs 60 personelinin işine son verdi.
Common
Thread Collective verilerine göre Pandemi’nin karantina döneminde mücevher,
giyim, otomotiv ve seyahat sektöründeki ürün gruplarının satışında
düşüş yaşanmıştır. Özellikle seyahat yasaklarıyla beraber tatil
planların iptal edilmesiyle satış talebinin en çok düştüğü ürün
grupları seyahat ve tatil malzemeleridir.
Kampa,
Çadıra ve Doğaya Geri Dönüş
Evlere
kapandığımız karantina sürecinden sonra “Yeni Normal”e doğru bir
geçiş yaptık.
Maske, mesafe ve tedbiri elden bırakmadan en azından hafta sonları
sevdiklerimizle vakit geçireceğimiz anlar yaşamaya başladık. Bu süreçte de
tüketicilerin satın alma alışkanlıklarında büyük bir değişim meydana geldi.
Buluşma alanları artık cafeler, AVM’ler değil doğa oldu. Kamp sandalyesi,
termos, portatif masa, piknik setleri gibi ürünlerin satışında bir artış
meydana geldi. Yeni normalimizde doğaya dönerken yeni satın aldığımız ürünler
de bize eşlik etti.
E-ticaret
sitesi nalburdayim.com Yönetim Kurulu Başkanı Ozan Bük salgın döneminde
vatandaşların piknik ve kamp alanlarına ilgisinin arttığını söyleyerek
satışları ile ilgili “Tabureler, seyyar masalar, kamp sandalyeleri, kamp
ocakları, piknik setleri, kullan at masa örtüleri, tabak, karton bardak gibi
kullan at ürünlere talep yüzde 100 arttı ve satışlarımız havaların ısınmasıyla
beraber hız kazandı” diyor.
Bitiş ve
Başlangıç
Koronavirüs
ile beraber yaşamaya alıştığımız şu günlerde tüketicilerde de markalarda da
kalıcı değişimler yaşandı. Hızlı bir şekilde bu değişime ayak uydurup, dijital
dünyada kendine alan açan markalar tüketicisi ile her an etkileşim içerisinde
olarak satışlarını gerçekleştiriyor. Pandemi döneminde belki daha fazla
dönüşüme ve değişime tanık olacağız.
Bu inceleme,
hızlıca yaşadığımız bir buçuk yılda değişen alışkanlıklarımızın çerçevesini
oluşturmayı amaçlamaktadır. Belki yazımın başında bahsettiğim kalabalık
sofralarda yine beraber olacağız ama maske, mesafe, tedbir ve değişen
alışkanlıklarımızla birlikte.