28 haneli
köy olan Kabaoğlu köyü halkı bakkal, sağlık ocağı, okul gibi temel
ihtiyaçlardan yoksun. Geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan köy sakinleri
ise yaşamlarından memnun gözüküyor.
Kocaeli
Üniversitesi’ne giderken üniversiteye varmadan önce ufak tefek köyler göze
çarpıyor. Üniversitenin yakınındaki köylerden biri olan Kabaoğlu köyünü ziyaret
etmek yola çıkıyoruz. Köyün girişinde karşılaştığımız Ali Kahraman, üniversite
hastanesinde görevli bir işçi. Köylerinin tarihini anlatmasını istediğimizde
Kahraman, büyüklerinden duyduklarını bize aktarıyor: “Burası eski bir Osmanlı
köyü. 100-150 yıl önce bizler gelmeden önce burada Rumlar varmış. Onlar
yakmışlar köyü öyle terk etmişler. Sonra bizim dedelerimiz gelmiş yerleşmiş.
Bende burada doğdum büyüdüm”
İsimsiz dede
‘Köyü
en güzel orada en çok yaşayan bilir’ diyerek Kabaoğlu köyünün en yaşlılarından
biri olan 1937 doğumlu bir dede ile sohbet ediyoruz. Yabancılara karşı temkinli
olan dede bize adını ve fotoğrafını vermek istemedi. “Önceden derlerdi Rumlar
vardı burada. Ben bilmem belki benden büyükler yaşasaydı bilirdi. Ufak yer
burası her yere ulaşım da kolay. Ya otobüse biner gidersin şehir merkezine ya
da kendi traktörünle gidersin. Yaşamak kolay !” diyen dede durumundan memnun
olduğunu söyleyerek konuşmasını bitirdi.
Kabaoğlu
köyünde ilkokul yok. Taşımalı eğitim ile çocuklar okula gidip geliyor. İçme
suyu şebekesi var ama kanalizasyon şebekesi yok. Sağlık ocağı, market ya da bakkalında
olmadığı köyde toplam 28 hane var. Köy
sakinlerinden İbrahim Azak ile konuşuyoruz. Azak’da diğer köy sakinleri gibi
hayatından memnun. Tarımın azaldığını, Kocaeli Üniversitesi kampüsunun buraya
taşındığından beri yönlerin açıldığını ve hareketlenmenin olduğunu söyleyen
Azak, üniversitenin iş imkanlarını da arttırdığını belirtti.
Ekmek parası
55
yaşındaki manav Nejdet Kocaman ile geçim kaynakları hakkında bir dut ağacının
altında sohbet ediyoruz. Kocaman, artık
seracılığın yaygın olduğunu söylüyor ve bunun nedenini yakınlarında açılan çöp
fabrikasına bağlıyor. “Toprağa ektiğimiz zaman güneşte yanıyor ekinler. Önceden
daha güzeldi. Artık çöp fabrikasından
dolayı ağaçlar bile büyümüyor. 10 yıl öncesindeki verimle şimdiki aynı değil”
diyen Kocaman küçükbaş hayvancılığın köyde yaygın olduğunu ifade etti.
Kocaeli
Üniversitesi Umuttepe yerleşkesi yolunda bahar ayı itibariyle meyve satan Kabaoğlu
köyü sakini yaşlı teyze ve amcalar ile karşılaşılır. Köyden ayrılırken erik
satan teyze ile karşılaşıyoruz. Günlük satışından memnun olan teyze bize de
eriklerinden ikram edip yoluna devam ediyor. Bir üniversite yanında kurulu olan
ama içinde ufak bir bakkalı bile olmayan Kabaoğlu köyüne eriklerimizi yiyerek
veda ediyoruz.