iletişim yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
iletişim yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Temmuz 2016 Pazar

Karpuz Yiyen Ölümlülere

Dışarıda o kadar kötü şeyler oluyor ki... Türkiye'nin, bizlerin yaşadığı değişimler sokaklarda görülür bir haldeyken ne yapacağımı ve ne düşüneceğimi kestiremediğim bir dönemde Çetin, Ender ve Nihal bana bir nefes oldu.



Çok eski iki arkadaş olan Çetin ve Ender'in arkadaşlarının kardeşi olan Nihal'e aşık olmasıyla başlar Bizim Büyük Çaresizliğimiz. Kitap, aşık olma, yaşam ve hayat üzerine derin tespitler barındırıken Barış Bıçakçı'nın Ankara'sına da şahit oluyoruz. Bu romanı okurken Ender ve Çetin'in Nihal'e olan aşkının altında yatan masumiyeti, çocukluğu ve büyük çaresizliklerini bir film izler gibi izledim. Okuduğum en yalın  romanlardan biri kesinlikle Bizim Büyük Çaresizliğimiz oldu.


"Benim aklım hep o günlerdeydi. Ne olmuştu o günlere? Yaşanan şeylere ne olur Çetin, nerede durur? Hatırlamaya ve belleğe ilişkin eğretilemeler beni kesmiyor. Tozlu tavan arasında girmek, eski bir sandığı açmak, sararmış bir defterin sayfalarını çevirmek falan diyorum, beni kesmiyor. Geçmişimizle bağlantı kurmanın tek yolu hatırlamak mıdır? Başka bir eylem yok mu, olamaz mı?"

Ender'in hatırlamak üzerinde düşünceleri insanı ister istemez geçmişe götürüyor.  Önünden bile geçmek istemeyeceği anılarla yaşarken buluyorsun kendini. 2 yıl sonra anlatmış Ender tüm olanları. 2 yıl önce sevgili okuyucu siz neredeydiniz? Bizler neredeydik?  Sahiden Çetin, yaşanan şeylere ne olur? Hatırlayınca ne olur anılarımıza? Bir gün kayıp mı olur yoksa hep bizimle kalır mı? 

Sonsuzluk... Biz ölümlülerin dünyasında hep bir sonsuz olma hayali yatar. Kimileri sonsuz olmak için yazar. Kimleri müzik besteler. Kimileri resim yapar. Kimileri hayır işlerine adar kendini. Çocuklara yardım eder yetiştirdiği çocuk ondan sonra da adını ansın diye. Kimileri ağaç diker o ağaç ondan sonra onun bir eseri olarak kalsın diye. Kimileri ibadet yapar bir başka dünyada sonsuz mutlu olmak için... "Başlayan ve biten şeyler Çetin, ölümlü olduğumu hissettiriyor bana, ölecekmiş gibi oluyorum" diyerek Ender'in de aslında ne kadar ölümlü olmaktan korktuğuna tanık oluyoruz. Çok acı aslında hayatımızın bir gün bitecek olması. Bu bitişi bilerek yaşamamız ise büyük bir cesaret örneğidir.


Keşke diyorum tüm dünya insanları ölümlü olduğunu bilerek yaşasa.  Belki de her şeyden geri kalan benim bu yazdıklarım, sizin okuduklarınız, izlediğimiz  filmler, diktiğimiz ağaç, yetişmesine katkıda bulunduğumuz çocuklar. Biz insanlar ölümlüyüz be kardeşim ölümlü! 

Kötünün bin bir çeşidine şahit olurken şu günlerde Çetin ve Ender'in hayat anlayışı "Kötü olduğumuzda en fazla susarız biz, birbirimize bakmayız. Karpuz yeriz" tavrı beni bu yazıyı yazmaya itti. 

Bu yazı sinirlendiğinde sessizce karpuz yiyen tüm ölümlülere ithaf edilmiştir.